20 Eylül 2006

E Biraz Daha Edebiyat...naçizane!

SABUN KÖPÜĞÜ

Sen hiç sabun köpüğündeki gökkuşağını gördün mü be güzelim,
Hani baş ve işaret parmaklarınla yuvarlak yapıp, aradaki zarı üfleyerek oluşturduğun,
Elinde titreye titreye dururken, birde güneş vurdumu üzerine,
İşte onu diyorum...köpüğün üzerinde dalga dalga hareket eden,
birbirinin içinden geçerek sanki dans eden,
o gökkuşağını hiç gördün mü?

O renk tayfının ahengi öyle güzeldir ki,
Sarısı bana hep saçlarını anımsatır,
Evet, doğru, rüzgarda dağılmalarını pek severdim, ama en çokda kokusunu.
Kırmızısı dudaklarını, konuşurken bakardım hep dudaklarına,
Kelimeler dökülürken aldığı şekiller nasıl da doyumsuzdu, tabiki tadı da.
Turuncusu, en son ellerin ellerimden kayarken tırnaklarındaydı be tatlım.
Moru, seni o sonbaharda, dökülen kurumuş yapraklar üzerinde parkta ilk öptüğümde üzerindeki kazağını anımsatır,
Ah evet...hatta o sırada kuru yapraklardan biri, hınzırca aramıza girmeye çalışmıştı,
nasılda neşe ile o yaprağı saklayacağım diye almıştın.
Laciverti, nasıl desem...o görüntün de silinmez bir fotoğraf beynimde,
Kapıda en şuh halinle durup, 'nelerde alırmış' diyerek hediyeni giyip,
karşımda çamaşırlarınla durduğun o anın resmini getirirde getirir gözümün önüne.
Mavisi tek bir şeyi anımsatıyor bana,
o engin mavilikde, suda, dünyada bizden başka kimse yokmuş gibi oynaşmalarımızı.
Ya o yeşili gökkuşağının....
Senle ilk göz göze geldiğimizde...iki yeşil gözün karşılıklı kilitlendiği anda,
İşte tamda o anda duyumsadığım, gördüğüm, bir ucu senin bir ucu benim yeşil gözlerimizde oluşan gökkuşağımızı.
Ama ne gökkuşağıydı o...

Sabun köpüğündeki o gökkuşağını görüyormusun güzelim?
Ben gördüm.
Öyle güzeldir ki...

Öyle güzeldir ki, neredeyse bakmaya bile kıyamazken,
Onu sonsuza dek elinde tutmaya çalışırken,
Koruyup kollayıp yaşatmak isterken...
Bir anda...
Neden ve nasıl olduğunu bile anlayamadan bir anda,
Elinde yok olmasını izlemeye bile fırsatın kalmazken,
Ama bir gerçek olarak yok olması, insanı değilmi kahreden!

(Adamın Biri, Eylül 2006)

YORUMSUZ !


Anlayan, anlayacağını, anlayacağı kadar, anlıyor zaten!

12 Eylül 2006

Kısa Kısa....

Ara verdiğim dönemde bazı konular geldi geçti gündemden...
Bunlara ilişkin bir iki kelam size...

DÜNYA BAKETBOL ŞAMPİYONASINDA 6. OLDUK

Bir dünya şampiyonası daha geride kaldı. Pek de umutlu gitmediğimiz şampiyonadan gençlerin üstün performansı ile beklenmedik bir yerde dönüyoruz. Gençlere tebrikler...

Ama insan düşünemeden de edemiyor...bu takımda Memo ve Hedo da olsa yerimiz neresi olurdu acaba?

2010 ülkemizde düzenlenecek....O zamana kadar kavga gürültü bir kenara bırakılıp çalışmalı, aradaki avrupa şampiyonası ve olimpiyatlarıda es geçmemeli...önemli olan devamlılıktır.Umarım bunun bilincine varır herkes!

EKONOMİ

Güzel ülkemde enflasyon trendi yaz aylarında hep mevsimsel etki ile düşük seyreder.Gerek tarım ürünlerindeki göreceli ucuzluk, gerekse turizm nedeniyle yoğun döviz girişi neden olur buna. E bu yaz da benzer durum izlendi...Ama yanıltmasın...daha önce de değindiğim gibi sonbahar-kış geçiş dönemine dikkat!

Ayrıca, çok iyi nefis harika giden ekonomimizin ve enflasyon oranımızın esas alınarak "artış" ların yapılmasını söyleyip, öğütlüyor hükümetimiz. Buna bağlı olarakda memur maaşlarına enflasyon hedefleri doğrultusunda zam verebilirim gibisinden bişiler diyo.Ama anlamadığım bişi var...enflasyon gerçekten bu derecede düşük ise, ekonomi tıkırında ise neden biz hala en pahalı benzini kullanıyoruz? Neden köprülere otoyollara %25-33 gibi gözleri dışarı uğratacak zamlar yapılıyo?

Yaw bende neler diyorum... provakatörmüyüm neyim!!!


SEKRETER MERYEME İŞKENCE

Bu haberleri gördüğümde okuduğumda inanamadım...
Tam anlamıyla işkence görmüş Meryem. Hadi adamın biri ikence ediyor bu anlaşılabilir bişi..adam hasta ruhlu falan dersin işi çözersin ve biter...Ama buradaki vehamet anasının yardımcı oluyor olması?

Bunu aklım almıyor...bir ananın bir kardeşin kızına kardeşine işkence yapılmasına ses çıkarmaması birde yardım etmesi....pes valla!!

Hollywood...sen uyu orada...Kuzuların Sessizliği falanda film mi senaryo mu yani??
Gelde senaryonun dik alasını gör güzel ülkemde!!!


HAYDİ.....HEP BERABER LİNÇ YAPMAYA!!

kasım kasım kasıldığım bir haberde buydu...Bir kaç gencin Lübnana asker göndermeyelim dedi diye oradaki "sürü" güdüsüyle hareket eden güzel halkımın güzel elleri tarafından "okşanması" unutulur bir sahne değildi.

İstanbulun emniyetinden sorumlu olan arkadaşımızda aynı fikirdeydi ki, bu sahnenin unutulmazlığı karşısında o güzel ellerin sahibi güzel halkımızın linç girişimiyle "güzel" yaptığını söylüyor alkışlıyordu.
E bu güzel halk emniyetin en sorumlu sorumlusunu yanıltırmı...Birkaç gün sonra adeta "senin için" dercesine bir camide bir vatandaşımızı o güzel elleriyle yine "okşuyor"du.Ama doz fazla kaçtı sanırım....okşana okşana öldü!!

Ama emniyetin sorumluları yetişti güzel ellerin güzel sahiplarinin yardımına...ölen kafasını çarpmıştı yanlışlıkla!!

Fitnelik yapmanın anlamı yok...sizin içiniz kötü..adam başını çarpmış işte..ne var ki??


LÜBNAN YOLCULARI HAZIRLANIYOR

Sevgili hükümetimizin sevgili başkanının sayesinde, uzun emeklerle tezkere geçti ve askerimiz Lübnana yerini ayırttı.

Umarım iki ayakları üzerinde el sallayarak gidecek olan bu gençler yatar vaziyette bir sandukada gelmezler!!

Gelen olursa o zaman merak ederim RTE nin halini??

Gerçi o da ne yapsın...köşeye öyle sıkıştı ki...
1 Mart tezkeresinden sonra ABD çizmişti RTE yi.... Ama RTE nin ona ihtiyacı var... Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ne kadarcık kaldıki..bir şekilde atlamalı oraya...ama ABD "cık" dedimi çok zor...imkansıza yakın ve şu ana kadarda "cık" durumunda.
O nedenle ! Mart tezkeresinin yerine, gerçi onun muadili olamaz ama bu tezkereyi sundu ABD ye...Pantolon uyduramadık gömlek verelim misali...

ABD bunu yer mi...bilmem..ama sanmam....Sonuçta Bush kinci bir adamdır ve öyle kolay kolay RTE ye tekrar yeşil ışık yakmaz....Yeşili görecem diye RTE tarafından, bu aralar ne tavizler verilecek onuda hep beraber izleyeceğiz...


HERGÜN ŞEHİT CENAZELERİ

Bu yazın en önemli konusu bence terörün tekrar canlanmış olmasıdır.
Neredeyse "sıfır" terörle aldığı ülkemde bu kadarcık zamanda hergün 3-5 şehit verilir hale getirmekde RTE ve hükümetinin ayrı bir başarısıdır!!

Neden mi....bir üstteki yazımda değindiğim 1 mart tezkere olayının ve "dış siyaset beceriksizlikleri"nin sonucudur da ondan!

Şehitlerimizin ardı ardına gelmesinin yanısıra Kuzey Irak'ta da kontrolümüzü kaybetmiş durumdayız.

E buyrun o zaman ,cenaze namazına!!!

Artık Tamam...

Valla artık sıcak mıcakda kalmadı...hatta bugün oldukça serin...

E bende tekrar alıyorum kalemi elime ve paylaşıyorum sizinle memleket meselelerini...

hadi bakalım...

This page is powered by Blogger. Isn't yours?